-
1 dal
-
2 dal
dal1 Zweig m, Ast m; fig Gebiet n; (Industrie)Zweig m;dal budak salmak wachsen und wuchern; fig sich komplizieren;daldan dala konmak es nicht lange aushalten (im Beruf); vom Hundertsten ins Tausendste kommen;dal gibi schlankdal2 Rücken m;-in dalına basmak A reizen, ärgerndal3 nackt, bloß
См. также в других словарях:
dal budak salmak — 1) karmaşık bir biçimde yayılıp genişlemek Samimiyetimizin her köşesinde heybetli çınarlar gibi dal budak salmıştı. O. S. Orhon 2) soy yönünden genişleyip yayılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dal — 1. sf. Çıplak, yalın Dalkılıç. Daltaban. Birleşik Sözler dalfes dalkılıç daltaban daluyku dalyarak 2. is. 1) Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri Cılız dallar, yeşili fe … Çağatay Osmanlı Sözlük
salmak — i, e, ar 1) Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. E. E. Talu 2) İvedilikle yollamak, hemen göndermek Bununla… … Çağatay Osmanlı Sözlük